NYFCC ve LAFCA'nın Oscar Yolunda Etkisi: Eleştirmenlerin Gücü

NYFCC ve LAFCA'nın Oscar Yolunda Etkisi: Eleştirmenlerin Gücü Eki, 15 2025

Eleştirmenlerin Oyları, Oscar’ın Öncüsü

Ekim ayının sonunda, New York’un Sardi’s Restoranı’nda bir toplantı yapılıyor. 31 eleştirmen, yılın en iyi filmine oylarını veriyor. Aynı hafta, Los Angeles’ta 50 başka eleştirmen, elektronik oylama sistemiyle kendi kazananlarını belirliyor. Bu iki toplantı, Hollywood’un en büyük ödüllerinden biri olan Oscar’ın yolunu belirliyor. NYFCC (New York Film Critics Circle) ve LAFCA (Los Angeles Film Critics Association), akademi üyelerinden farklı. Onların oyları, pazarlama kampanyalarından, stüdyo baskılarından, sosyal medya trendlerinden bağımsız. Sadece filmin sanatsal değeri önemli. Bu yüzden, bu iki grup, Oscar öncesi en güvenilir işaretçilerden biri haline geldi.

NYFCC: 1935’ten Beri Bir İnceleme Ölçüsü

NYFCC, 1935’te Wanda Hale tarafından kuruldu. O zamanlar Oscar’lar, ticari başarıya göre veriliyordu. Hale ve arkadaşları, daha ciddi, daha derin bir değerlendirme yapmak istedi. İlk yıl, Citizen Kane’i How Green Was My Valley üzerine seçtiler. O yıl Oscar’ı How Green Was My Valley aldı. Ama bugün, kimse Citizen Kane’in daha iyi bir film olmadığını söylemez. Bu, NYFCC’in ne kadar öncü olduğunu gösteriyor. 1940’larda, İtalyan sinemasını tanıttılar. Roma Açık Şehir ve Diabolique gibi filmleri, Oscar’ın yabancı dil filmi kategorisini kurmadan önce ödüllendirdiler. 1959’da 400 Çarpma’yı ödüllendirdiklerinde, Hollywood’un dışındaki sinemayı kabul etmek için ilk adım atıldı.

NYFCC’in 88 yıllık tarihi boyunca, seçtiği en iyi filmlerin %43’ü, aynı yıl Oscar’ı kazandı. Bu oran, diğer tüm eleştirmen gruplarından daha yüksek. 1990’larda Goodfellas’ı Dances with Wolves üzerine seçtiklerinde, çoğu kişi onları hatalı buldu. Ama bugün, Goodfellas sinema tarihinin en büyük eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. NYFCC, kendi kararlarını, ticari başarıya değil, sanatsal cesarete dayandırıyor.

LAFCA: Los Angeles’ın Duyarlı Kalbi

LAFCA, NYFCC’in 40 yıl sonra kuruldu. 1975’te Ruth Batchelor ve birkaç başka eleştirmen, Los Angeles’ta bir grup oluşturdu. Ama bu grup, NYFCC’in taklitçisi değil, kendi kimliğini oluşturdu. İlk ödüllerini 1976’da verdi. O yıl, Dog Day Afternoon ve One Flew Over the Cuckoo’s Nest birbirine eşit puan aldı ve ikisi de en iyi film oldu. Bu, LAFCA’nın kararlarında ikili veya çoklu kazananları kabul etmeye açık olduğunu gösterdi. 2023’te ise tarihte ilk kez, dört film birlikte en iyi film ödülünü aldı: Past Lives, The Zone of Interest, American Fiction ve May December. Bu, eleştirmenlerin artık tek bir filmi değil, birden fazla sesi dinlediğini gösteriyor.

LAFCA’nın diğer önemli özelliği, bir sosyal sorumluluk programı. Her yıl, iki adet 3.000 dolarlık burs veriyor. Birisi kadınlar, diğeri temsil edilmeyen gruplar için. Bu burslar, Los Angeles’taki topluluk üniversitelerine veriliyor. Bu, sadece film ödülleri vermekle kalmıyor, sinemanın geleceğini de destekliyor.

Critics in Los Angeles ranking films on digital screens, with scholarship certificates on the table.

İki Grup, Aynı Hedef: Oscar’ı Şekillendirmek

NYFCC ve LAFCA, Oscar’ı doğrudan seçmiyor. Ama onun hikayesini yazıyor. 2018’de NYFCC, Roma’yı en iyi film olarak seçti. Netflix’in filmi televizyonda yayınlamak istediğini düşünen birçok kişi, bu filmi Oscar’a aday gösteremeyeceğini düşünüyordu. Ama NYFCC’in kararı, sinema dünyasında bir dalgayı başlattı. Roma, 10 Oscar adaylığı aldı ve en iyi yabancı dil filmi ödülünü kazandı. Bu, eleştirmenlerin, stüdyoların kurallarını değiştirebileceğini gösterdi.

2023’te, NYFCC The Brutalist’i seçti. Bu film, düşük bütçeli, yavaş tempolu, çok konuşmayan bir eser. Ticari olarak başarılı olmazdı. Ama NYFCC, onu ödüllendirdi. Aynı yıl, LAFCA da The Brutalist’i en iyi film olarak seçti. Bu, iki grubun da aynı yöne baktığını gösterdi. Sonuçta, bu film Oscar’da 7 adaylık aldı. 7 son 10 yılın Oscar en iyi film kazananının, hem NYFCC hem LAFCA’nın ödülünü aldığı görülüyor. Bu, sadece bir tesadüf değil. Bu, bir model.

Eleştirmenlerin Gücü, Gerçekten Ne Kadar Büyük?

Bazıları, eleştirmenlerin Oscar üzerindeki etkisini abartıyor diyor. 2022’de Variety dergisindeki bir rapora göre, Oscar oylarını verenlerin sadece %15’i eleştirmenlerin sonuçlarını takip ediyor. Ama bu rakam, etkiyi yanlış anlatıyor. Çünkü Oscar oyları, sadece 9.000 üyenin oyları değil. Bu üyelerin çoğu, filmi kendisi izlemiyor. Onlar, haberleri, tartışmaları, kritikleri takip ediyor. Bir film, NYFCC ve LAFCA’da ödüllendirildiğinde, onu izlemek isteyenler artıyor. Sinema salonları, bu filmleri daha fazla göstermeye başlıyor. Netflix ve Amazon gibi platformlar, bu filmleri daha fazla ön plana çıkarıyor. Bu, bir dalganın başlangıcı oluyor.

Stüdyolar bunu biliyor. 2023’te, Oscar kampanyalarının %12-18’i, eleştirmen gruplarına yönelikti. Bu, sadece bir ödül kazanmak için değil, bir hikaye yaratmak için. Bir filmi, NYFCC’de ödüllendirilmiş olarak tanıtmak, onun “sanatsal değerli” olduğunu gösteriyor. Bu, Oscar oylarını verenler için güven sinyali oluyor.

A symbolic path connecting vintage film reviews to modern cinema, leading to an Oscar statue.

Eleştirmenlerdeki Eşitsizlik

Ama bu güç, tamamen adil değil. 2020’de IndieWire, LAFCA’nın üyelerinin sadece %22’sinin siyah, Latin, Asyalı veya yerli kökenli olduğunu ortaya çıkardı. Los Angeles, dünyanın en çok çeşitliliğe sahip şehirlerinden biri. Ama eleştirmenlerin çoğu, beyaz, erkek, New York veya Los Angeles’tan. 2022’de USC Annenberg Enstitüsü, Amerika’daki tüm eleştirmen gruplarının %18’inden azının siyah veya Latin kökenli olduğunu belirtti.

NYFCC, bu eleştirilere cevap verdi. 2018’de kadın üyelerinin oranı %28 idi. 2023’te bu oran %45’e çıktı. Yeni üyeler, daha fazla çeşitlilik sağlıyor. Ama bu değişiklik, yavaş. Eleştirmenlik, yıllar içinde inşa edilen bir meslek. Yeni bir eleştirmen, birkaç yıl önce yazı yazmaya başlamışsa, NYFCC veya LAFCA’ya katılmak için yeterli deneyime sahip olmayabilir. Bu, sistemdeki bir engel.

Nasıl Çalışıyorlar?

NYFCC, her Aralık’da Sardi’s Restoranı’nda toplanıyor. Üç tur oylama yapıyorlar. İlk turda, her eleştirmen bir film, bir yönetmen, bir oyuncu seçiyor. İkinci turda, ilk turda en çok oyu alanlar karşılaştırılıyor. Üçüncü turda, kazananlar belirleniyor. Ties (eşitlikler) olursa, tekrar oylama yapılıyor. LAFCA ise elektronik oylama yapıyor. 2015’ten beri, sıralı oylama sistemi kullanıyor. Yani, eleştirmenler, filmleri 1’den 5’e kadar sıralıyor. En çok puan alan kazanıyor. Bu, daha adil bir sistem. Ties azalıyor.

Üyelik kriterleri de sıkı. NYFCC, sadece New York’ta çıkan gazeteler, dergiler ve online platformlardan düzenli film incelemesi yapanları kabul ediyor. Online platformlar için, aylık 50.000 benzersiz ziyaretçi şartı var. LAFCA, Los Angeles’ta çalışan, radyo, televizyon veya gazetelerde düzenli yazan eleştirmenleri kabul ediyor. Her ikisi de üyelik ücreti almıyor. Bu, onların bağımsızlığını koruyor.

Gelecek: Daha Çok Ses, Daha Az Eşitsizlik

Eleştirmen gruplarının geleceği, çeşitlilikle ilgili. 2023’te NYFCC ve LAFCA, daha fazla kadın, daha fazla siyah, daha fazla Latin eleştirmen kabul etmeye başladı. Bu, sadece adalet meselesi değil, daha iyi kararlar anlamına geliyor. Bir filmi sadece beyaz erkek eleştirmenlerin değerlendirmesi, tüm izleyicilerin bakış açısını yansıtmıyor.

Fandango’nun 2023 raporuna göre, NYFCC ve LAFCA’nın ikisini de kazanan filmler, Oscar adaylığı alma olasılıkları %27 daha yüksek. Box office’de de %19 daha iyi performans gösteriyor. Bu, sadece eleştirmenlerin etkisi değil, izleyicilerin de onlara güveniyor olması. Film, bir sanat eseri. Ama bir sanat eseri, sadece bir insana değil, bir topluma hitap ediyor. NYFCC ve LAFCA, o toplumun sesini duyuruyor. Oscar’ı seçmiyorlar. Ama onun neden seçildiğini anlatıyorlar.

NYFCC ve LAFCA’nın Oscar üzerindeki etkisi gerçekten ne kadar büyük?

NYFCC ve LAFCA doğrudan Oscar kazananı seçmez, ama hikayeyi yazar. 7 son 10 yılın Oscar en iyi film kazananı, bu iki grubun da ödülünü aldı. Stüdyolar, bu ödüllerin ardından kampanyalarını bu filmlere yönlendiriyor. Oscar oylarını verenler, bu filmleri daha çok görür, daha çok konuşur. Bu yüzden, etki doğrudan değil, dolaylı ama çok güçlü.

NYFCC ve LAFCA’nın üyelik kriterleri neler?

NYFCC, New York’ta çıkan gazeteler, dergiler ve online platformlarda düzenli film incelemesi yapan eleştirmenleri kabul eder. Online platformlar için aylık 50.000 benzersiz ziyaretçi şartı var. LAFCA, Los Angeles’ta yaşayan, gazete, radyo veya televizyonda düzenli film eleştirisi yapan eleştirmenleri kabul eder. Her ikisi de ücret almaz ve sadece profesyonel eleştirmenlere açık.

LAFCA neden iki burs veriyor?

LAFCA, 1976’dan beri Ruth Batchelor Şemsiye Burs Programı ile, Los Angeles’taki topluluk üniversitelerindeki bir kadın ve bir temsil edilmeyen gruptan bir öğrenciye her yıl 3.000 dolarlık burs veriyor. Bu, sinemanın geleceğini desteklemek ve çeşitliliği artırmak için bir adım.

Neden NYFCC, LAFCA’dan daha çok etkili?

NYFCC, 1935’te kuruldu, LAFCA 1975’te. Bu yüzden 40 yıl öne geçiş var. NYFCC’in Oscar ile %43 uyum oranı, LAFCA’dan daha yüksek. Ayrıca, NYFCC daha fazla medya kapalı, daha çok dikkat çekiyor. Ancak LAFCA, 2015’te sıralı oylama sistemini benimseyerek daha adil bir yapıya sahip.

Eleştirmenlerin çoğu beyaz ve erkek mi?

Evet, bu bir sorun. 2020’de LAFCA’nın üyelerinin sadece %22’si siyah, Latin, Asyalı veya yerli kökenliydi. NYFCC, 2018’de kadın üyelerinin oranı %28 iken, 2023’te %45’e çıktı. Bu, yavaş ama doğru bir yön. Ancak, Amerika’daki tüm eleştirmen gruplarında sadece %18’i siyah veya Latin kökenli.

3 Yorumlar

  • Image placeholder

    Elif Zeynep Gemici

    Ekim 29, 2025 AT 02:27
    Bu eleştirmenlerin hepsi bir araya gelip Oscar'ı kurguluyor ama kimse sormuyor izleyenleri...
    Benim gibi 1000 film izleyen biri için bu oylar hiç bir anlam ifade etmiyor...
  • Image placeholder

    akif sever

    Ekim 29, 2025 AT 07:17
    NYFCC ve LAFCA'nın oylama sistemlerindeki farklar, akademik olarak oldukça ilginç. Sıralı oylama (ranked-choice voting) sistemi, LAFCA'nın daha demokratik bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Bu sistem, tercihlerin hiyerarşisini korurken, oyların çoğaltılması riskini azaltır. Ayrıca, 50.000 benzersiz ziyaretçi kriteri, online eleştirmenlerin kalitesini garanti altına alıyor. Bu, sadece sayı değil, etki ölçütü.
  • Image placeholder

    Umut Yiğiter

    Ekim 30, 2025 AT 18:44
    Hah! Bu ‘sanatsal değer’ diye bir şey yoktur. Hepsi bir kurgu.
    Stüdyoların kendi eleştirmenlerini, kendi ‘bağımsız’ forumlarını kurması, Hollywood’un en büyük hilesi.
    Senin ‘Goodfellas’ senin kafanın ürünü, benim kafamda ‘Forrest Gump’ ödüllü olmalıydı.
    Ve bu ‘çok konuşmayan film’ diye bir şey var mı?
    Senin gibi ‘yavaş tempolu’ filmleri sevenler, aslında sinemayı anlamıyor.
    Benim gibi gerçek sinema tutkunları, kahramanlık, aksiyon, duygusal patlama istiyor.
    Senin ‘The Brutalist’ senin içine sığmayan bir şey.
    Yoksa bu oyların hepsi bir ‘kültürel elitizm’ mi?
    Yani, bir filmi anlamak için 3 saat oturup ‘anlamaya’ çalışmak mı gerekiyor?
    Ben 15 dakikada sinemayı anlarım.
    Ve bu ‘burslar’ diye bir şey, sadece siyasi doğruluğu göstermek için.
    Gerçek sinema, siyah, beyaz, erkek, kadın diye değil, kalp atışıyla ölçülür.
    Ve benim kalbim, ‘The Brutalist’i değil, ‘John Wick’i seviyor.
    Yani bu hepsi bir hile.
    Yoksa neden 2023’te Oscar’da ‘The Brutalist’ 7 adaylık aldı? Çünkü onlar, kendi kafalarını oyladılar.
    Senin ‘dolaylı etki’ diye bir şey yok. Sadece bir klan var. Ve sen onun içindesin.

Bir yorum Yaz